31 Ekim 2019 Perşembe

Kordon Kanı Bankası

Kordon Kanı Bankası
Rahim içindeki yaşamda bebek göbek kordonu ve plasenta bağlıdır. Plasenta bebek ve anne arasındaki nefes oksijen ve besin kaynaklarını ulaştıran organdır. Bu organ doğumdan hemen sonra görevini tamamlayarak rahim dışına atılmaktadır. Doğumdan sonra bebeğin kordonu ile plasentası arasında kalan kana “kordon kanı” adı verilmektedir. Kordon kanının özelliği bebeğin damarlarında dolaşan kandan farklı olduğu ve kan üretimde görev alan kök hücrelerini barındırmasıdır. Ayrıca buraya tıklayarak daha önce yazdığımız kök hücre konusu hakkında daha fazla içerik okuyabilirsiniz.
Kök hücre nakli  için kullanılan kök hücre kaynakları arasında plasenta dışında, kemik iliği ve kollarımızdaki kanlar bulunmaktadır. Kök hücrelerin en önemli özelliği belirli uygun ortamlar sağlandığında herhangi bir doku veya organa dönüşebilme yeteneğine sahip olmasıdır. Kordon kanının alınarak saklanmasındaki hedef çocuklarda yaş geçtikçe ortaya çıkabilecek ve çoğu ağır etkili hastalıkların tedavilerinde kullanılmasıdır.Diğer bir sebebi ise bu kanların toplandıkdan sonra kordon kanı bankalarında saklanması ve ister kanın sahibi aile veya başka kimseler bu kanlara ulaşabilmekte olmaktalar.Son zamanlarda Kordon kanı bankasına bağışlanan kanlar ile bir çok hastalık tedavi edilmiş buda kordon kanı bankacılığının önemimi büyük ölçüde arttırmıştır.
Kordon kanı görseli

Kordon Kanı Neden Bu kadar Önemli?

İnsan kanında temel olarak bulunan plazma adı verilen sıvı içerisinde üç ana tipte hücre vardır.Bunlar; kırmızı kan hücreleri ,beyaz kan hücreleri ve pıhtılaşma elemanlarıdır.. Esas olarak; eritrositler hücreler arasında oksijen ve karbondioksit taşınmasında lökositler organizmanın bağışıklık sisteminin çalışmasında trombositler ise diğer pıhtılaşma faktörleri ile birlikte kanın pıhtılaşması için görev yapmaktadır. Bu üç hücre grubunun hepsi de kemik iliğinde bulunan ve kök hücre adı verilen bir tür hücrenin farklı olması ile ortaya çıkmaktadır.
Yani, kemik iliğindeki bulunan bu kök hücreler her türlü kan hücresini oluşturma yeteneğindedirler ve bu üretim sürekli devam etmektedir. Çocukluk çağı lösemileri kan kanserleri gibi ile bazı kan ve bağışıklık sistemi hastalıklarının oluşumunda kemik iliği görevini sağlıklı olarak yerine  getiremeyebilir.Ayrıca bu hastalıkların tedavisinde başvurulan kemoterapi ya da radyoterapi gibi tedaviler kemik iliğindeki kök hücrelere zarar vermektedir. Hastalığın ve tedavinin türüne göre bazı hastalarda kemik iliği nakli kaçınılmaz duruma gelebilmektedir. Bu mevzuda hastanın kemik iliği ile uyumlu olan sağlıklı bir kişiden alınan sağlıklı kemik iliği ve kök hücreleri hasta kişiye verilerek sağlıklı kan hücrelerinin yeniden üretilmesini hedeflemektedir.Böyle bir durumda hastanın kendi akrabaları hatta varsa kardeşleri arasında dahi uygun nakil bulma olasılığı yüzde yirmi beş ile sınırlı durumdadır. 1980'lerin başında bilim adamlarının yenidoğan bebeklerin kordon kanında da kemik iliğindekine benzer kök hücrelerin bulunduğunu fark etmeleri ile birlikte kordon kanından elde edilen bu hücrelerin belirli hastalıkların tedavisinde kullanılabileceği fikri ortaya çıkmıştı.
Elde edilen kordon kanının belirli koşullar altında toplanıp dondurularak saklanabileceği ve daha sonra gerek duyulduğunda çözülerek kullanılabileceğini fark eden Dr.David Harris 1992 yılında oğlunun kordon kanını kendi işleme almıştır. Daha sonra bu uygulamanın halka açıklanması ile 1994 yılında amerikada ilk kordon kanı bankası kurulmuştur. Kanlar Bankalarda koruma altına alınmıştır.

Kök hücre naklinin kaç tipi vardır?

Eskiden kök hücre nakli yerine "kemik iliği nakli" terimi kullanılmaktaydı. Günümüzde işlemin ana ismi kök hücre nakli olup kemik iliği yalnızca kök hücrelerin elde edildiği kaynaklardan oluşmaktadır.
Üç tipte kök hücre nakli bulunmaktadır.
  1. Allojenik nakil kök hücre: Toplanan kök hücreler bir başka kişi tarafından kullanılabilir.
  2. Otolog nakil kök hücre: Hastanın sağlıklı döneminde toplanan kök hücreler ileride kendisi için kullanılabilir.
  3. Sinjeneik nakil kök hücre: Bir hastaya kendi ikiz kardeşi (tek yumurta ikizi) kök hücre verebilir.

Kordon kanı saklamanın ne yararı vardır?

Kordon kanı bankalarında kanların saklanmasındaki amaç bebeğin ileride kemik iliği nakli gerektirecek bir hastalığa maruz kalması durumunda kendine ait sağlıklı kök hücrelerini kullanılarak tedavi edilmesi ve bu sayede uygun bir verici aranması problemi ortadan kalkmasıdır. Bu sayede kemik iliği nakline gerek kalmamaktadır. Ayrıca bu şekilde doku uyum problemide ortadan kalkmış olur.
1994 yılından bugüne tüm dünyadaki kordon kanı bankalarında saklanmakta olan ve toplam sayısı yüz altmış bin veya daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Otolog kordon kanlarının yalnızca ikisi otolog nakil amaçla kullanılmıştır. Bu iki otolog kordon kanıyla gerçekleştirlen iki nakilden birisi kök hücre naklinin bir komplikasyonu olan kök hücrelerin hastada çalışmaya başlamasında gecikme nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanmış ve hasta enfeksiyondan kaybedilmiştir. Diğer hastada ise başarılı bir sonuç alınmış ve hasta kurtulmuştur.
Otolog transplantasyonun bu kadar ender olarak uygulanmasının nedenide bebeğin ileride kordon kanı kullanılarak tedavi edilebilecek genetik bir hastalığa yakalanması olasılığının yaklaşık binde bir oranda olması ihtimalidir. Kök hücre saklamadaki diğer belki de en önemli amaç ise saklanan kordon kanları sayesinde çeşitli yerlerde “kordon kanı bankaları” kurularak başka hastaların ihtiyaç duyduğu taktirde kan sahibinden rızası alınarak bu kandan faydalanması amacıdır.

Kordon kanı ne kadar süreyle saklanabilir?

Vücud kitle endeksi büyüdükçe yani vücut ağırlaşıp genişledikçe kordon kanında bulunan hücreler artık bu vücud için kullanılamaz hale gelebilmektedir. Bu yüzden kordon kanı saklama süreleri bu günkü bilimsel veriler doğrultusunda en fazla 15 yılla sınırlı kalmakta ve bu nedenle yalnızca çocukluk ile erken ergenlik çağındaki hastaların tedavisinde kullanılabilmektedir. Ancak yapılan son çalışmalara göre kordon kanı saklamanın süreleri 35 40 yıla kadar çıkabileceği tahmin edilmekte ve bunun üzerine çalışmalar yapılmaktadır.

Kordon kanı nasıl alınır?

Kordon kanı alınacaksa eğer doğumdan önce bu hastanede doktora ve ilgili ekiplere bildirilmeli doğumdan önce bu hazırlıkların tamamlanması gerekmektedir.Doğum anında bu  tarz işlemi hatırlatmak fayda etmez çünkü o sırada doktor buna hazırlıklı ekipman vb getirmemiş olabilir.O yüzden doğumdan önce bu işlemin yapılmasını hastane yetkilierinden veya doktorlarınızdan istemelisiniz. Bu sayede gerekli işlemler hızlandırılır ve belgeler doğum anında hazır bulundurulabilir. İşlem sırasında ise gerekli ekipman ve sistemlerle kordondan kanın alınması sadece 10 dakika süren bir işlemdir herhangi bir sıkıntı ve problem yaratmaz hissedilmez. Toplanan 40 ila 100 mili litre arasındaki kan otuz altı saat içinde laboratuara gönderilmektedir ve burada içindeki kök hücreler özel yöntemler ile ayrıştırılarak azot tanklarında -193 derece soğuklukta donarak saklama işlemi başlamaktadır. Bu işlem normal veya sezaryen ile olan doğumlarda uygulanabilir. Uygulama fazla zaman almayan yapılması oldukça kolay anne ve bebek açısından risksizdir. Dondurulan hücreler daha sonra gereksinim halinde çözülerek kullanılmaktadır.

Kordon kanı saklanması kimler için uygundur?

Bu yeni uygulama ile ilgili olarak iki farklı görüş vardır. Amerikan Pediatri Derneği’nin de yanında olduğu bazı araştırmacılar sadece ailelerinde kemik iliği nakli gerektirebilecek hastalık öyküsü bulunan çiftlerin bebeklerinde bu uygulamanın yapılmasını öngörmektedirler. Bazı araştırmacılar ise kök hücre çalışmalarındaki hızlı gelişimi göz önünde bulundurarak herkesin bu alternatifi kullanmalarını tavsiye etmektedirler. İleride elde var olan kök hücrelerden yararlanılarak laboratuar ortamında bunların farklı şekillerde kullanılabileceği olasılığı bu tür bir yaklaşımı desteklemektedir.
Günümüzde kordon kanı ile tedavi edilebilen hastalıkların bazıları aşağıda listelenmiştir.
  • Çocukluk çağı lösemi ve lenfomaları hastalıkları
  • Thalessemi (Akdeniz anemisi) hastalığı
  • Aplastik anemiler hastalığı
  • Orak hücreli anemi hastalığı
  • Amegakaryositik trombositopeni hastalığı
  • Nöroblastom hastalığı
Thalessemi doğuştan kazanılan bir hastalıktır.Bu yüzden talesemili doğan bebeklerin kordon kanları ileride kendilerine nakledilerek kullanılamamaktadır. Yalnızca allojenik nakillerde yani sağlıklı birisinden alınan kök hücrelerin talesemi hastası bir bebeğe nakli ile tedavi sağlanabilmektedir. Sağlıklı bir kişiden olan kök hücreler de doğumdaki kordon kanından veya kemik iliğinden temin edilmektedir.
Yıllık görülme sıklığı 100.000 de 5 olan lösemilerin büyük çoğunluğu sadece kemoterapi ile tedavi edilebilmektedir. Ayrıca eğer kordon kanı saklanmış bir çocuğa lösemi nedeni ile kök hücre nakli gerekecek olsa, başarı açısından ilk alternatif olarak doku tipi uygun kardeşi veya başka bir vericinin kök hücreleri ile allojenik nakil düşünülmektedir.Tüm bu olasılıklar doğrultusunda saklanacak olan kordon kanlarının "bebeğin bir yaşam sigortası" olmadığı, herkesin maddi durumunu zorlayıp "olmazsa olmaz" olarak görmemesi gerektiği, yalnızca özel durumlarda bir alternatif olarak düşünülebileceği görüşü öne çıkmaktadır.

Gelecekte neler olabilir?

Gelecekte kök hücreler sanki bir otomobile yedek parça üretimi gibi; karaciğer, kalp, pankreas, beyin gibi pek çok organ yanında el, kol, ayak gibi uzuvların oluşturulmasında kullanılabilecek ve bu şekilde kazalar sonrası uzuv kayıpları, şeker hastalığı, karaciğer, böbrek, kalp yetmezlikleri, nörolojik kayıplar Parkinson Alzheimer hastalığı gibi bir çok hastalıkların tedavilerinde büyük ölçüde rol oynayacaktır.Yıllar içinde biz hekimler “hastalığı tedavi etmek” yerine “hastayı tedavi etmek” için uğraşacağız. Süreç alacak olan bu gelişmelerin henüz çok ama çok başındayız.

Türkiyede faaliyet gösteren firmamız www.babylife.com.tr adresine giderek kordon kanı bankası hakkında ve kordon kanı hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder